18 Kasım 2011 Cuma

park gezintisi

cihangir sanatkarlar parkındayız. girişindeki duvarda "polis maldır" yazan park. yanımda biri uzun diğeri kısa iki arkadaş daha var.
birer bira alıp parkın banklarından birine kuruluyoruz. fazla kalıcı değiliz. sağımızda başka bir kız bira içmekte.
solumuzdaki grup kalabalık. ellerde biralar.
aslında köpeğini gezdirmeye ve çekirdek çitlemeye gelenler dışında herkesin elinde biralar var.
park sakin.
hayat ne güzel vapurlar felan derken sayıyla üç adet polis geliyor. yeni mezunlar. kimlikleri soruyorlar. çıkartıyoruz. rutin kontrol.
rutin kontrol birden gövde gösterisine dönüşüyor.
bu yeni mezun memurların hepsi birer küçük emniyet müdürü.
üzerimizi aramaya kalkıyorlar.
"arama izniniz var mı?" diyorum.
kısa boylu polis birden on delikanlı gücünde geriniyor.
"sizin şu anda yaptığınız suç. çevreye rahatsızlık veriyorsunuz alkol içerek" diye ekliyor.
şaşkınız.
etraftakiler ellerinde biralar bizi izliyor. onlar da şaşkın.
"sizi alma yetkimiz var" diyor diğer delikanlı.
-e gidelim o zaman. diyoruz. memuru kırmak olmaz. ayıp.
"bizi götürüyorsan etrafta kimin elinde birası varsa onları da götürmen gerekiyor" diyorum.
"hatta - yandaki bayanı gösteriyorum - onuda alalım".
olmaz diye tersliyor delikanlı. neden olmaz dediğini o da düşünmemiş. bayana dönüp "bizimle gelirmisiniz karakola" diyorum. bayan "olur" diyor.
kalkıyor ve yanımıza geliyor. delikanlıların içlerindeki ezilmiş gençler çıkıyor ortaya ve çirkinleşmeye başlıyorlar. muhtemelen belirli bir yaşa kadar karşı cinsle iletişim kuramamışlar.
polis arabasına biniyoruz. bayan binmekte ısrar ediyor. kabul etmiyorlar. erkek ve kadını aynı anda taşıyamazlarmış. gülüyoruz. ağlanacak halimize. bayana teşekkür ediyoruz ve parkta bırakarak karakolun yolunu tutuyoruz. arabada ufaktan tartışmalar başlıyor.
iletişemiyoruz.
karakol yoğun. bizi bekleme odasına alıyorlar. kısa boylu delikanlı hırsını alamamış. muhtemelen küçükken çok dayak yemiş. etrafta volta atıyor.
olduğumuz odaya geliyor ve tekrar tartışmaya başlıyoruz. mevzu bahis olmadığı halde -kime istersen söyle kimseden korkum yok! diyor.
-sakin olsana sen kimseye şikayet etmeyeceğim. diyorum.
iyice köpürüyor
elimize 79 tl lik cezaları tutuşturup yolculuyorlar. suçumuz: çevreye rahatsızlık vermek. ceza makbuzumuz yok. vatandaşa rahatsızlık vermek suçundan cezalarını kesemeden evimizin yolunu tutuyoruz.
etrafta bu kadar çok delikanlı varken son buluşmamız tabiki bu olmuyor.

uzun ve kısa arkadaşlara hatırlatıyorum: zaman aşımı var mıdır?

şerefe.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder